Stuttgart / Almanya
Sabiha Gökçen’den Stuttgart’a
giden uçağım saat 11:10’daydı. Bacaklarımın koltuklara sığmadığı yine sıkıcı
bir yolculuktan sonra yerel saatle 14:00’e doğru Stuttgart’a iniş yaptık.
Trenle şehir merkezine gittim ve arkadaşımla buluştum.
Arkadaşımın yaşadığı ev Stuttgart
Altsadt’a yürüyerek 10 dakika mesafedeki Marienplatz’ta. Eve eşyaları bıraktık.
Marienplatz’ta Call-A-Bike kullanarak birer bisiklet kiraladık. Bisikletler
açıkta duruyor, üzerlerinde bir numara var, bu numarayı cep telefonuyla
bildiriyorsun ve bisiklet serbest kalıyor. Hatta ilk 30 dakika ücretsiz,
sonrasında da fiyat çok cüzi. Deutsche Bahn’ın sunduğu bir hizmetmiş. Fikir
güzel, bisikletin çok sık kullanıldığı bu şehirde böyle bir uygulama da çok mantıklı.
Bisikletlere atlayıp tura çıktık.
Şehir merkezine doğru yol aldık. Königstrasse boyunca bisikletteydik.
İnsanların yayılıp yattığı, gerçekten dinlendirici çimler ve ve fıskiyeler
arasından geçtik. Schlossgarten boyunca ilerledik. Garten dediysek öyle küçük
bir bahçe değil. Tüm şehir merkezini kaplayan devasa bir park. İçinde küçük
küçük göletler, köprüler, bol yeşillik, ördekler var. Hafta boyunca çalışan
biri için haftasonu burada bir iki saat bile geçirmek dinlendirici olabilir.
Doğanın içindesin, istersen yat uyu, istersen kap bisikletini dolaş.
Bisikletle bir iki saat dolaşmak
zevkli olduğu kadar yorucu da oldu. Zaten bacaklarımın ağrısından o gece de
uyuyamayacak hale gelmişim. Uzun süredir spor yapmamanın verdiği hamlık.
Bisikletleri Hauptbahnhof’un
orada teslim ettik. Biraz da yürüyerek dolaştık. Stuttgart’a daha önce de
geldiğim için benim için tanıdık yerlerdi. Bir şeyler içip, marketten biraz
alışveriş yaptıktan sonra eve gidip yemek hazırladık. Ertesi gün için hazırlık
yapmak gerekti. Güzel ve değişik bir tatil olacaktı ama benim için yorucu
günlerin de başlangıcıydı.
(16.08.2011)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder