(Harry Potter and the Half-Blood Prince)
Serinin bu altıncı kitabı, beşincisi kadar karanlık olmasa da işler artık geri dönüşü olmayan bir duruma geliyor. Ölüm-kalım, olmak-olmamak ayrımlarının öncesindeki son basamak bu kitap.
Kitapta Lord Voldemort'un geçmişiyle ilgili filmde göremediğimiz ya da çok azını gördüğümüz önemli ayrıntılar var. Ailesi ve soyuyla ilgili önemli bilgiler veriliyor. Tabii bu mevzular onu bir zamanlar el üstünde tutan Profesör Slughorn ile de bağlantılı. O da hikayede önemli bir yere sahip. Filmde nedendir bilinmez bıyıksız olarak Jim Broadbent tarafından başarıyla canlandırılmış, kitapta ise ikide bir sarımsı pala bıyıklarından bahsediliyor.
Hem Slughorn, hem de Harry'nin Dumbledore ile yaptığı Düşünseli seanslarında belki de tüm hikayenin en önemli unsurlarından olan Hortkuluklarla ilgili ayrıntılar verilmiş.
Serinin sondan bir önceki halkasında artık her şey ortaya serilmiş vaziyette. İlk kitaplarda Harry'yi yakından tanımıştık. Nasıl bir çocukluk geçirdiğini gördük, Hogwarts'ta neler yaşadığına, arkadaşlıklarına, kendini nasıl iyi bir büyücü haline getirdiğine, Sirius ve Dumbledore'a hem bağlanışına hem de onları kaybedişine tanık olduk. Son iki kitapta ise Lord Voldemort'un geçmişini, karanlık bir büyücü haline nasıl geldiğini, ne gibi aşamalardan geçmiş olduğunu anladık. Artık ikisinin de kaybedecek bir şeyi yok. İkisinin de gücü dorukta ve birbirleriyle karşılaşacakları an için yanıp tutuşuyorlar.
Her şeyin çözüleceği yedinci kitaptan önceki Melez Prens, rahatça okunan, sürükleyici ve keyifli bir kitap.
(09.10.2011)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder