28 Aralık 2012 Cuma

Edebiyat - Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

J.K. Rowling - Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
(Harry Potter and the Deathly Hallows)





Harry Potter serisinin yedinci ve son bölümü, bence serinin de en heyecanlı ve en sürükleyici kitabı. Serideki tüm karakterler ile ilgili sorular cevaplanıyor, herkes akıbeti neyse onunla karşılaşıyor. 6 kitap boyunca düğümlenen hikaye, bu son kitapta çözülüyor ve gönül rahatlığıyla seriyi tamamlıyorsunuz.

Kitapta tüm Hortkuluklarla ilgili detaylı bilgiler var. En başta bizim tayfayı en çok uğraştıran Hortkuluklardan biri olan madalyonun geçmişi ile ilgili bilgiler veriliyor.

Serinin başından beri Harry’nin ailesinin geçmişi ve Voldemort’un geçmişi anlatılmıştı. Bu kısımda canlı olarak var olmasa da Albus Dumbledore’un geçmişiyle tüm halka tamamlanıyor ve onun bu hikaye içindeki önemli rolü pekiştiriliyor.

Harry, Godric’s Hollow’da doğduğu evi, anne-babasının mezarlarını yakından görüyor. Kendi soyu ve Ölüm Yadigarları’ndan biri olduğunu fark ettiği Görünmezlik Pelerini arasındaki bağlantıyı keşfediyor.

Kitabın son çeyreğinde ise heyecan doruğa çıkıyor ve hikaye mantıklı ve kısmen mutlu bir şekilde sona eriyor.

Serinin bu kısmı, tek film değil, iki film halinde çekildi. İşin içindeki ticari beklentiler bir yana, kitapların filmlere çok fazla sıkıştırıldığından yakınanlar için iyi olmuş. Konuyu daha iyi anlatan, daha fazla ayrıntı veren filmler çıkmış ortaya. İkinci kısım, bence Azkaban Tutsağı ile birlikte serinin en başarılı filmi.

Şunu da söylemeliyim ki; filmle, daha doğrusu filmlerle kitap arasında ufak farklar var, özellikle son kısımda. Genel olarak bakılınca, 7 kitap ve 8 film göz önünde bulundurulduğunda, sinemaya oldukça iyi uyarlandığını söyleyebiliriz.

Artık tüm kitapları bitirdiğime göre, tüm seriyle ilgili yorumlar da yapmak isterim. Bence seriyi bu kadar popüler ve başarılı yapan birinci faktör sihir. Dokunmadan nesneleri hareket ettirme, kırılan eşyaları onarma, bir yerden başka bir yere cisimlenme, yaraları iyileştirme insanın her zaman hoşuna giden ve hayalini kurduğu şeyler.

Rowling’i başarılı bir yazar yapan şey ise iyi bir kurgunun ve hayal gücünün yanı sıra, iyi-kötü ayrımını klasik sınırların dışına taşarak ama gerçeğe daha yakın şekilde yapması. Albus Dumbledore’un “iyi” biri olduğunu söyleyebilirim, ama aslında “iyi” olmayan bir sürü şey de yapmıştır. Aynı şey Severus Snape için de geçerli. O da kesinlikle “kötü” müdür acaba? Ya da yaptığı “kötü” şeylerin sebebi nedir?

Sonuçta Rowling’in vurguladığı şey herkesin hata yapabileceği, iyi ve kötünün çok ince çizgilerle ayrıldığı ya da hiç ayrılmadığı ve sadece başkalarının algılarına göre farklılık gösterdiğidir.

Harry Potter filmlerini zaten izlememe rağmen iyi ki kitapları da okumuşum diyorum. Tüm boşlukları doldurdu ve keyifle okuduğum bir seri oldu.

Son bir ayrıntı: Kitaba göre ailesi 1981’de ölen bizim Harry’cik meğer 1980 doğumluymuş ve benden de büyükmüş.

(09.11.2011)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder