Bir FBI öğrencisi, kurbanlarının derilerini yüzen bir seri katili yakalamak için karşısındaki insanları etkisi altına alabilen hapisteki bir katilden yardım almak ve sırlarını ona açmak zorundadır.
Televizyonda çok kez gösterilen ve benim de orasından burasından yakalayıp izlediğim filmi 4-5 yıl önce orijinal dilinde kesintisiz izlemiştim. Şimdi Haniibal Lecter serisini baştan sona izlemek istiyorum ve bu filmle başlangıç yapıyorum.
Etkisi yıllarca süren, hala konuşulan ve birçok film için referans gösterilen, kucak dolusu Oscar alan bu film için söylenecek pek de bir şey yok.
Gencecik, çıtır bir Jodie Foster, geçmişte yaşadıkları yüzünden kendine hırs yapan başarılı bir FBI ajanı adayını canlandırıyor. Aldığı Oscar'ı sonuna kadar hak eden çok iyi bir performans sergilemiş. Anthony Hopkins ile tuhaf bir ikili oluyorlar filmde. Karakterin derinliğini ve kıvrak zekalılığını (kendisi de çok zeki bir insan olduğundan olsa gerek) çok iyi yansıtıyor. Daha 30'unu doldurmadan ikinci Oscar'ını cebine atan Foster'ın kariyerinin zirve noktası.
Gelelim Anthony Hopkins'e. O güne kadar genelde efendi, aklı başında rollerde tercih edilen bu 'cool' amcanın bu rolü bu kadar iyi oynayacağı kimin aklına gelirdi? Hannibal Lecter, zaten başarılı bir aktör olan Hopkins'i alıyor ve bir efsaneye dönüştürüyor. Hatırladığım kadarıyla 'En İyi Erkek Oyuncu' Oscar'ını alan en kısa rol bu. Abi ekranda 11-12 dakika kadar gözüküyor, ama öyle bir mühür vuruyor ki... Duruş, bakışlar, konuşma, bazen coşma, 'cool' tavırlar. Daha ne desem bilemiyorum.
Lecter karakterinin bu filmde yansıyan kısmı buzdağının görünen parçası. Dağın tamamını bakalım diğer filmler ne kadar anlatabilecek?
Psikolojik gerilim türünün bu eşsiz başyapıtını hala izlemeyen var mıdır?
9 / 10
(26.07.2011)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder