11 Ekim 2012 Perşembe

Sinema - Hannibal

Hannibal - 2001


Hannibal Amerika'ya döner ve gözden düşmüş olan Ajan Starling'le temas kurup intikam peşinde olan bir kurbanın elinden kurtulmaya çalışır.


The Silence of the Lambs filminden hem konu olarak hem de yapım olarak 10 yıl sonrasını izliyoruz.

Clarice Starling karakteri bu kez Julianne Moore tarafından canlandırılıyor. Yine kararlı, kendine güvenen bir profil çiziyor. Ama bu kez daha sivri, çok daha agresif. Önceki filmde yükselişini izlediğimiz, herkesin gözdesi olan Starling'in bu kez düşmanı çok fazla ve kariyeri de sallantıda.

İyi bir oyuncu olsa da gözler hep Moore'un yerine Jodie Foster'ı arıyor. Ben açıkçası film boyunca Moore'a bir türlü ısınamadım.

Geçen on yıl Anthony Hopkins'i çok yaşlandırmış. İyi bir performans gösteriyor yine, ama o efsane oyunculuğunun yanından bile geçemiyor. Şöyle bir karşılaştırma geliyor aklıma: Hannibal'de Anthony Hopkins oynuyor, The Silence of the Lambs'te ise Hannibal Lecter oynuyordu.

İlk filme göre oyuncu kadrosu güçlendirilmiş. Gary Oldman ve Ray Liotta var. Gerçi ben Oldman'ın oynadığını bir yarım saat sonra anlayabildim. Başarılı makyaj yapılmış, ama gözü yoran ve çok rahatsız edici bir suratla karşımızda.

Filmdeki Avrupa, daha doğrusu Floransa atmosferi hoş. Ama bu biraz ilk filmdeki o sürekli basınç ve kasveti kaldırmış oluyor. Tarihi binalar ve cafeler gerilimi azaltıyor.

Filmin sonunu ise her mide kaldırmaz. Yamyamlığın sınırları zorlanmış. Kendi beynini yiyen Ray Liotta'nın karizması yerlerde.

Kötü bir film demiyorum, zaten Ridley Scott'tan da kötü bir film beklenmez. Ancak ilk film kadar vurucu, etkileyici değil. Seriyi sevenler için kaçırılmayacak bir bölüm.

7 / 10

(27.07.2011)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder