Robin ve Magribi yol arkadaşı İngiltere'ye gelince, Nottingham Şerifi'nin zulmüne karşı bir kanun kaçağı olarak savaşmaya karar verir.
Küçüklüğümden beri TV'de defalarca izlediğim, hem de çok sevdiğim bir filmdi. İlk defa reklamsız, orijinal dilinde izledim.
Ne kadar eleştirilse eleştirilsin, ben Kevin Costner'ı hep favori aktörlerim arasında tutarım. Robin Hood rolüne de yakışıyor. Ancak şöyle bir şey var, İngiltere'nin göbeğinde Amerikan aksanlı bir soylunun ne işi var? Filmde aksanlar ancak orijinal dilinde izlediğinizde fark ediliyor tabi ki. Morgan Freeman'ın Arap aksanı ve Little John'un sempatik İngiliz aksanları süper olmuş.
Morgan Freeman, oyunculuğuyla da öne çıkıyor. Alan Rickman da çok başarılı. Lady Marian rolü güzel ve karizması olan bir aktrise verilse daha iyi olurdu.
20 yıl öncesinin sanatsal değil de popülist bir kitleye hitap eden, gişe amaçlayan filmi. Komik klişeler, "yok artık" lar sık çıkabiliyor karşımıza. Yine de kendini izletiyor, sıkmadan ilerliyor.
Bryan Adams'ın "Everything I Do" parçası filme bir Oscar getirmişti. Yıllarca unutulmayan bu klasik, filmden çok Bryan Adams'a yaramış olsa gerek.
Popüler bir film olsa da, birçok mesaj da veriliyor. Her ne kadar "Barbar" etiketi yapıştırılsa da Doğu medeniyetlerinin o yıllarda Hıristiyanlardan ne kadar ileride olduğu vurgulanıyor. Robin Hood'un dürbüne baktığı sahne unutulmazlardan.
Benim çocukluğumun da en önemli anılarından biri olan bu filmi izlemeyen varsa daha fazla ayıp etmesin.
8 / 10
(17.07.2011)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder