Hannibal Rising - 2007
Genç Hannibal Lecter, 2. Dünya Savaşı'nda anne ve babasının ölümünden sonra yengesinin yanına taşınır ve kızkardeşinin ölümünden sorumlu olan barbarlardan alacağı intikamın planını yapmaya başlar.
Yamyamımız Hannibal Lecter'ın çocukluğu ve gençliği karşımızda. Amerika'da FBI'ın dosyalarında sıkça gezinen Lecter, meğer Avrupa'da, Litvanyalı soylu bir ailenin büyük oğluymuş.
Yüksek teknoloji gördüğümüz, bilgisayar ekranlarının ikide bir karşımıza çıktığı, zengin ve kapitalist bir A.B.D. ortamından geçiş yaparak sefaletin, savaşın ve sonrasında komünist Sovyetler Birliği'nin ortaya çıktığı bir filmle seriye nokta konuyor. Daha temelinden bu film, diğerlerinden çok farklı olduğunu belli ediyor.
"Prequel" filmlerin çok da moda olduğu bu son on yılda, eskiyi anlatan bir Hannibal Lecter filmi şaşırtıcı değil aslında. Ben, özellikle yine birer "prequel" olan "Star Wars Episode III: Revenge of the Sith" ve "Batman Begins" ile çok fazla benzerlik buldum.
Sith'in İntikamı'nda olduğu gibi bize yıllardır kötü adam olarak gözüken Lecter, aslında küçükken yaşadığı şeylerin kurbanı oluyor. Filmde de geçtiği gibi, o artık Hannibal değil, çünkü Hannibal'in kalbi kızkardeşiyle birlikte öldü. Bu gördüğümüzü tanımlayabilecek tek kelime ise "Canavar". Aynı Darth Vader'da olduğu gibi, filmi izleyenler Lecter'ın yaptıklarını anlayıp belki de ona hak veriyorlar, ancak bu yaptıklarının doğru olduğu ve kötü biri olmadığı anlamına gelmiyor.
Batman Başlıyor'a benzettiğim nokta ise ailesini kaybedip bir süre sürgün hayatı yaşayan Lecter'ın aynı Bruce Wayne gibi yakın dövüş eğitimi alarak rakibini etkisiz hale getirmeyi öğrenmiş olması.
Lecter serisini sevenler için zinciri tamamlayan ve mutlaka izlenmesi gereken bir film. Ancak tek başına çok bir şey ifade etmeyebilir. Ben yine de çok rahat, hiç sıkılmadan izledim.
7 / 10
(26.08.2011)